yazın nadir günlerindendi
her gece balkonda oturup
diğerlerinin uyuması beklerdik
nihayet ikimiz kaldığımızda
fazla konuşmazdık
ama havada süzülen söylenmemiş
sözleri hissederdik
söylesek yanlış gözüken
fakat doğru hissettiren o sözleri
söylemeden dururduk sadece
ve geriye kalan günlerin azlığına
üzülürdük
sonra ayrılırdık
bir sonraki nadir günler için
tekrar beklemeye başlardık
ve bir sene
o nadir günler tekrar geldiğinde
her şey çoktan mahvolmuştu
o mahvolmuştu
ben de o’ndan mahvolmuştum
bir daha da zaten
beklemedik
oturmadık
susmadık
ve hissetmedik
---
it was one of those rare days of
the year
of being in the balcony breathing
in the summer air
and waiting for the others to go
to sleep
so that we could be alone
and together again
we wouldn’t talk much
but we would feel somehow
those unspoken words that seem
wrong to tell
but right to feel
and each night we would become more
sad
cause the day to say goodbye
was reaching closer again
and the part of waiting for the
next year is about to begin
when the next year had arrived
it was all fucked up
and we never have waited again
never have sat
never have stayed silent
and never have felt
again
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder