20120923

EVET!

Bugün lisedeki en sevdiğim hocam, "EVET! Artık göğe bakabiliriz." diyerek evlendi, diğer çok sevdiğim hocamla. Diğer çok sevdiğim hocam beni tanımaz, çünkü maalesef hiçbir zaman onun dersini alamamıştım. Ama benim sevgimi çoktan Hakan Günday'ın hocası olmasıyla, ablamın en sevdiğim ve uğurlu sayısı kök 13 olan çok yakın arkadaşının onu çok seviyor olmasının haklı bir nedeni olduğunu düşünmemle ve küçükken arkadaşımla yazdığımız tiyatro sahnesine bir tek onun, hocamız olmamasına rağmen ilgili bir şekilde yaklaşmasıyla kazanmıştı. O yüzden onu da çok severim. Ve bu yüzden en çok sevdiğim hocam, bence tam çok sevdiğim hocama göre olmuş!
En çok sevdiğim hocam, bugün birlikte göğe bakacaklarını söyleyince çok heyecanlandım. Gerçi ilk önce "EVET! Artık eve bakabiliriz." dediğini sanmıştım. İhihi dedim yanımdakine, tabii evlenmek, ev almak filan. söz oyunları. tam onlara göre. Ama aslında evlenirken en çok sevdiğim şiirin, en çok sevdiğim kısmını söylediğini öğrenince ellerimi yanaklarıma koyup, "aaaay ama ayy çok güzelmiiş, ay çok heyecanlı!" diye bağırıp, sarılma sırasının bana gelmesini bekledim.
Sonra otobüse bindiğimde -otobüste çok acayip şeyler düşünürüm- uzun zamandır durağa uğramadığım için göğe bakmadığımı düşündüm. Üstelik bulutlar en sevdiğim mevsimlerindeler! Ayrıca ben göğe evlendikten önce de, sonra da, evlenmeden de, her zaman bakmak isterim. O yüzden durağa daha çok uğramam lazım. Bunları düşündüm. Zaten en çok sevdiğim hocam, yıllar önce bana elinde kocamaan bi yüzükle sarıldığında, "Yaz Betül, tamam mı, bırakma yazmayı." demişti. Şimdi ben nasıl durağa uğramam?
Bir de bugün benim doğum günümdü. Bugünkü dileğim; en çok sevdiğim hocamla, çok sevdiğim hocam her zaman çok mutlu olsunlar! Hüf!