20120209

Kızlar Genova'da!

Bakın bakın! Kızlar Genova'da! Sonunda geldileer. Ama hemen de gittiler. Yaşayabileceğimiz ne aksilik varsa hepsini yaşamamıza rağmen her şey çok güzeldi. Onlara bol bol sarıldım, öptüm, güzelli yemekler yaptık, güzelli yerlere gittik. Sonra sonra en yakın arkadaşlarımla, diğer en yakın arkadaşlarım en yakın arkadaşlar oldu. O yüzden hayat daha da güzel oldu. Sonra tekrar yemek yedik. Genova'ya üstten baktık. Son anda pahallanmış İnterrail biletlerimizle nerdeyse tüm trenlerden atıldık, tüm koltuklarımızdan kaldırıldık. Ama yine de komikli espriler yapıp birbirimizi güldürüyorduk. Sonra görevlilerle hep kavga ettik. Biraz daha güldükten sonra otobüste ceza yedik. Ama derslerde gördüğümüz şeyleri canlı canlı karşımızda görünce çok heyecanlanıp koşmaya başlıyorduk. Aşk Çeşmesine kadar yarış yaptık. Dondurma yedik. Haritayı ben tuttuğum zamanlar hep kaybolduk. Hostel'le ilgili gülerek çok atraksiyonlu şeyler düşünüp gecenin yarısı terketmeye karar verdik. Şakur şukurlu bi hostel'e geçtik. Hostellerin hepsi garip çıktı. Kapıyı açan kadınların hepsi tam bir garipti. Hele bir tanesinde ben kadını görür görmez korkup geriye sıçradım. Sonra, 'ay pardon, saçlarınızla gülüşünüz birleşince biraz irkilmişim' dedim.  Ama hepsi gayet iyi insanlardı. Aynı hikayeyi 'aaa biliyor musunuz' diye girip birkaç kez anlatmaları ya da 'pardoon' diye bağırıp çat diye odamıza girmeleri dışında gayet iyi insanlardı. Hele çat diye odamıza giren hostel sahibi belki de burda tanıştığımız en iyi insandı. Verona'yı bu kadar sevmemiş olsaydım onunla tanışmayacaktık; ama ben Verona'yı o kadar sevdim ki kızlar da sevsin istedim, tam seçmemem gereken geceyi seçip onları getirdim. O gece iyi kalpli hostel sahibi odamıza çat diye girmeden önce yataklarımızı birleştirmiş korkarak 'muz' 'muz çilek' 'muz çilek elma' 'muz çilek elma karpuz' oyununu oynuyorduk. Eğer çat diye girip, bizi alıp mutfakta bize ve diğer hostelde kalanlara çay kahve yapmasaydı sabaha kadar bu oyunu oynayabilirdik sanırım. Sonra biraz az güldük. Venedik'e gitmeden en hızlı trene binip Genova'ya dönmek istedik. Genova'ya gelince tekrar çok güldük. Çünkü başka en yakın arkadaşlarımla, en yakın arkadaşlarım en yakın arkadaşlar olmuşlardı. Güzelli yemekler yedik, oyun oynadık, dans ettik ve komikli espriler yaptık. Sonra ben kızlar gidicek diye ağlamaya başladım. Sonra benim 1,5-2 kişilik yatağıma 5 kişi yattık. Ama o da nesi! Işık açık kalmış. Işığı kapadık ve gülerek uyuduk. Sonra gülerek uyandık. Kızların dönüş uçağının olduğu sabah, ben acaba hangi aksilik eksik kaldı diye düşünürken, İtalya'nın yine kafasına göre grev kararı aldığını öğrendim. Böylece olabilecek tüm aksilikler listesini tamamlamıştık. Bizim acilen Milano'ya gitmemiz gerekiyordu; fakat o gün İtalya'da hiçbir ulaşım aracı çalışmayacaktı. Trenimizi beklerken ve trenimiz gittikçe gelmezken öğrendim bunu. Listedeki tüm trenler teker teker iptal ediliyordu. Hemen yukarı koştum, insanlara sormaya başladım, sonra kafamı bir kaldırdım, nasıl oldu hiç anlamadım ama listede kocaman treniniz gelmiştir yazıyordu. Koş Efnan! dedim. Koştuk, tren ordaydı. Kızlar bavullarıyla binmeye çalışıyorlardı. O sırada bi ağlamışım gençler, görmeniz lazım, en son doğum anımda böyle ağlamışımdır herhalde. Sonuç olarak kızlar uçağını kaçırmadı. Son kez sarıldık, ben azcık daha ağladım. Onlar gitti, ben biraz daha ağladım. Sonra Genova'ya vardım, biraz da orda ağladım. Sonra uyudum, ben uyurken yine Verona'lı şeyler olmuş. Burdaki en yakın arkadaşlarım aradı, beni yalnız bırakmadılar. O yüzden daha sonra ağlamadım.
Kızları şimdiden özledim. Onlar çok iyi kalpliler, hep yardım ettiler. Onlar varken çok farklı hissettim kendimi. Sanki Türkiye'ye dönmüşüm gibi geldi. Kendi evimde belki de ilk defa tam evimdeymişim gibi hissettim. O yüzden ağladım onlar gidince, sanki buraya tekrar ilk defa gelmiş gibi oldum.
Onlar gelecek diye çok heyecanlıydım, sürekli planlar programlar yapmıştım. Bu kadar aksilik çıkmasını istemezdim; ama aklımın ucundan bile geçmeyecek şeyler oldu. Her şeye rağmen, güzel yemekler yiyip, güzel yerler gördük. İyi insanlarla tanıştık. Çok çok güldük, birazcık da ağladık. Bazen korktuk, çoğu zaman çok eğlendik. Hopladık, zıpladık, koştuk, yuvarlandık, düştük. Burda geçirdiğim en güzel haftalardan biriydi. O yüzden teşekkür ederim kızlar. İyi ki varsınız!