20110928

İsa'nın ruhu

Doğum günüm böyle geçti. Birlikte kaldığım kızlar şeker. Birsürülü şeyler hazırlamışlar.
Alıştım ben buraya. Günlerim 4-5 tane şilili kızla beraber takılarak geçiyor. Birlikte Şili ispanyolcası öğreniyoruz. Mesela her şeyin sonuna "po" ekliyorlarmış. Merhaba po, bilmiyorum po, tamam po. tinki vinki dibsy lala po. eheleley.
Onlar da türkçe öğrenmeye çalışıyor. Doğum günümden önceki gün google dan doğum günün kutlu olsun demeyi öğrenmişler. Teker teker yanıma gelip, "douomgounugutsun" dediler. Ben her seferinde, "hı???" dedim, sonra "whatever, happy birthdayy!!" deyip gülüştüler. İtalyanca dersleri başladı. Onlara gidiyoruz. Hoca sürekli öksürüyor. Ama şu şekilde: "öhöhö hııııııııııııı öhöhöh hıııııııııııı" İlk başta korktum, ölüyor sandım. Gerçekten ciddi anlamda nefes alamıyor kadın öksürürken. Ama öksürdükten hemen sonra gülmeye başlıyor. Garip bi kadın. Öksürmediği zamanlarda sürekli gülüyor. O öksürürken de biz gülüyoruz. Çünkü, tanrım! Çok komik öksürüyor! Biz gülünce de bize söz veriyor. Sonra gülmeden okumaya çalışıyoruz. Kızlar okuyabiliyor, ama ben. Ben yine gülüyorum.



Bu haftasonu da Milano'ya gittik. Milano'ya gidince Genova'nın nasıl da küçük bir şehir olduğunu anladım. Sadece 5 metro durağı olan bi şehirde yaşıyorum. Milano'nun metro durakları birbirine dolanmış durumda. Çok kalabalık, ama sokaklarda sürekli bi hareket bi heyecan bi olay var. Ya bedava çikolata dağıtılıyor, ya travestiler ellerine mikrofon alıp insanları eğlendiriyor, başka bi yerde kameraya iki sunucu konuşup bir şeyler anlatıyor, öbür tarafta yoldan geçen kızlara bedava makyaj yapılıyor. Hiç sıkılmazsınız Milano'da. Ama biz ilk günden küçük, mütevazi, renkli ve ucuz Genova'mızı özledik. Dünyanın en güzel krepleri Milano'da değil de Genova'da olsaydı Genova'da yaşamayı tercih ederdim. Pazar sabahı da bu gördüğünüz kilisede pazar ayini vardı. Ona katıldık. Ayinin sonunda herkes papazın yanına gitmeye başladı sırayla. Baktım ev arkadaşım gidiyor, ben de gideyim dedim. Kız papazın yanına gitti, bi baktım ağzını açıyor, papaz da içine bişey koyuyor! Lan dedim, o ne öyle, sıra da bana geldi, şimdi dönsem dönemem, gitsem bi türlü, hay allam betül ne kalkıyosan yerinden. Gittim, açtım ağzımı ben de, yuvarlak kağıt gibi bişey koydu. Bi süre yutamadım, ağzım dolu koca kilisede yerime dönerken 'bu nee bu ne' diyip duruyordum. Meğersem İsa'nın ruhuymuş. İsa'nın ruhunu yedin deyip gülüştüler.

Dün evde menemen yaptım. Onu yedik. Şimdi de cornflakes'li tavuk yapıcam. Onlar omletli pilav yaparlarsa, ben de cornflakes'li tavuk yaparım. nihaha

20110921

sonunda erasmus

Merhaba.
Ne dicem. Genova'nın gerçekten de rengarenk evleri varmış!! Ve genova'da yaşayanlar bunun farkında değil. Gri Ankara'da yaşasalardı eğer, evlerinin renkli olduğunu farkedebilirlerdi.
8 kişilik odalarda 3 gece kaldım. En fazla 3 kişiydik. İlk gece daha sonra rus olduğunu öğrendiğim fransız kızla kaldım. İkinci gece tek başına dünya turuna çıkmış isveçli kızla kaldım. Üçüncü gece de iki tane bulgar kızla kaldım. Kapıyı her açtığımda odamda değişikli biri vardı.
Şimdi de bi ispanyol ve bi şilili kızla tuttuğum 4 odalı evde yaşıyorum. Haftaya bi ispanyol daha gelicek. Bunlar aralarında sürekli ispanyolca konuşuyolar. Sanırım ispanyolca öğrenicem. Kızlar şeker. Şilili kızın 2 şilili arkadaşı var. Bi tanesinin ismi mandalina! Ehehehe. Çok komik kız. İsmi de komik.
Ne biliyim. Garip şeyler oluyo burda. Geçen gün evde beraber oryantal dans öğreniyoduk. Bi tanesi çok iyi biliyomuş, bize öğretiyodu. Diğerinin ananesi ve annesi falcıymış. Şimdi de kız öğreniyomuş. Tarot falı bakıyodu. Omletli pilav filan pişirdiler. Omletli pilav olur mu hiç. Ya omlet olur, ya pilav olur. Teallam.
Ayrıca İtalyanlar çok sıcakkanlı. Yolda bi adresi sorduğumda elimden tutup götürücek gibiler. Zaten günde 2 saat çalışıyorlar. 2 saat ne ya?? Benim bildiğim öğlen 2 saat yemek arası, mola filan verilir. Nereye gitsem kapalı. Dükkanlar hep kapalı! Anca yemek yiyolar. Çok rahatlar, çok.
Yarın doğum günüm. Bu evde doğum günülü bi bardak var. Yarın tüm gün onu kullanıcam.
İspanyol kız çok yemek yiyor. OF. Ben ömrümde bu kadar yemek yiyen birini görmedim. Babamdan bile çok yiyor. Dünyayı yiyor. Sonra da bana sen çok az yiyorsun, ay ne kadar az yiyorsun diyor. Ayrıca tükenmez kalem kullanınca tüm parmakları ve suratı kalem oluyor. Her tarafı ama görmelisiniz. Çok komik. Hep öyle oluyormuş.
Şimdi yemek yicem. Omletli pilav. 3 gündür omletli pilav yiyoruz. Bitmedi bi türlü. Omletli pilav biter mi ya. Ciao!!

20110907

haftaya bugün.


Haftaya bugün bu üniversitede takılıyor olacağım. Burdan böyle bakınca havalı gözüküyor. Ben, 'yareppim dinimiz amin' diye saçlarım dağınık bir şekilde, gözlerimde yaşlarla bir sağa bir sola koştururken bu havalı binanın havasını bi derece bozabilirim belki. Ama kaybolan mor bağcıklı kırmızı ayakkabılarımı bugün bulduğuma göre! onları giyip havama hava katabilirim. Evet kesinlikle onları giymeliyim, elimdeki en havalı ayakkabı o.





Haftaya bugünün gecesini 8 (sekiz) kişilik odamda geçireceğim!! Evet sarı demirli yataklarımız olabilir ama, renkli renkli bi yemek yeme yerimiz ve söylenenlere göre harika bir manzaramız ve çok yardımcı olan otel görevlilerimiz varmış.
Ama bunlar yine de odanın sekiz kişilik olduğu gerçeğini değiştirmiyor.
Neyse ki bu şirin yer geçici konaklama yerim. Umarım yani.






Haftaya bugün, bu renkli ve güzel şehirde olacağım. 20. yaşımın ilk yarısını burada geçireceğim. Gittikten bir hafta sonra doğum günüm olacak. Belki biraz yalnız kutlayacağım belki yepyeni arkadaşlarımla kutlayacağım, bilmiyorum. Tek istediğim, umarım beş ay boyunca her şey çok güzel olur. Umarım çok iyi insanlarla tanışırım ve çok güzel yemekler yerim.