20111009

prenses

Teyzesi küçükken Kız'ı hep prenses'im diye çağırırdı. Uzun ve dalgalı saçları, yumuşak ve sessiz ses tonu, kibar ve sakin hareketleri, teyzesine hep bir prensesi andırırdı. Küçük Kız o zamanlar bir prenses olmadığını biliyordu; ama büyüyünce kesinlikle bir prensese dönüşecekti.
O gün Kız, yanında ne konuştuğunu bilmediği 2 kızla daha önce hiç gitmediği ama hep duyduğu büyük Şehre gitmişti. Bu büyük Şehirde yine ne konuştuğunu anlayamadığı 2 kızla tanıştı. Birini çok sevdi Kız, diğerini sevmedi. Sevdiği kızın fotoğraf makinesinin kapağını çok fıskiyeli havuza düşürdü, hemen kendisininkini çıkarıp, sevdiği kıza verdi. Çünkü fotoğraf makineleri aynıydı. Sevdiği kız kabul etmedi, ama gülümsedi, o da onu seviyordu. Artık o kızın konuştuklarını anlayabiliyordu. Hiç durmadan hızlı hızlı konuşurken Kız, çok heyecanlanıp sevmediği kızın birasının üzerine oturdu. Tüm poposu bira olmuştu. Üstelik üzerinde sarı bir pantalon vardı. Sevmediği kız bi, çok fıskiyeli havuza düşen bira bardağına, bi de Kız'a sevmemeli bakışlar atarken, sevdiği kız bi sarı pantalonun poposuna, bi de Kız'a kahkahalı bakışlar atıyordu. Kız da bi arkasını dönüp artık sarı olmayan poposuna bakmaya çalışıyor, bi sevmediği kıza üzüntülü bakışlar atıyor, bi yandan da sevdiği kızla kahkahalar atıyordu. Daha sonra, bu büyük Şehrin yüksek bi binasının çatı katında yaşayan sevdiği kızın evine gittiler hep birlikte. Evden gözüken büyük çan kulesi bir kez gong edinceye kadar oturdular. Kız, sevdiği kızın saç kurutma makinesiyle poposunu kurutmuş olmasına rağmen, hala üşüyordu. Ama artık yavaş yavaş ne konuştuklarını anlamaya başlamıştı. Evet, poposu üşüyordu; ama kız mutluydu. Çatı katından büyük Şehre bakarken, yavaş yavaş prensese dönüştüğünü düşündü. Poposunda bira olduğunu düşünmemeye çalışıyordu; çünkü prenseslerin asla biralı popoları olmazdı. Ama saçları hala dalgalıydı, yumuşak bir ses tonu ve kibar hareketleri vardı. Büyük çan kulesi bir kez gong edince sevdiği kızla sarılıp ayrıldılar, her şey için teşekkür ettiler. Büyük Şehrin büyük karanlığında yürürken ve yanındaki kızların söylediklerini artık anlarken, Kız prensesliğe hiç bu kadar yaklaşmadığını düşünüyordu. Ertesi sabah bir prenses olarak uyanacağından o kadar emindi ki! Neredeyse teyzesini arayıp müjdeli haberi verecekti.
Sabah oldu, Kız gözlerini açtı ve prenses değildi -çünkü tanrı aşkına prensesler 6 kişilik odalarda uyanmazlardı!- ama hala mutluydu. Birgün prenses olacağını biliyordu ve o gün de, büyük Şehrin büyük bir müzesinde kitaplarla dolu büyük odada bunun için elinden geleni yapmaya devam etti.


4 yorum:

leon dedi ki...

emirlerniz ? .)

leon dedi ki...

bu arada şimdi farkettim de ayaklarını kaldırmanda ayrı bi şirin olmuş :) boy kaç prenses?

birtutammavi dedi ki...

ehehe boyumun kaç olduğunu bilmiyorum :((( 163 gibi bişey olabilir. ya da 160 da olabilir. 170e de yaklaşmış olabilirim. oralarda bişey sanırım!

leon dedi ki...

171 bence :)