20090925
büyümix
annem demin yanıma geldi. "aa, kızım büyümüşsün sen nolmuş sana böyle" dedi. dedim "anne ne diyosun allasen." dur şöyle bi uzaktan bakayım filan diyo. üniversite öğrencisine benzemişim. hala sindiremedi herhal yazık. ahaha. bi alemsin anne yaa. yirim. ama ben
büyümüşüm.
ehi evet. kocccaman olmuşum sanırım.
artık çocukluk yok. Affan Dede'ye de para sayamam. napcam bilmiyorum.
20090924
3 gün
20090919
Death Note ~spoiler
Yagami Light sonunda öldü ya, artık ölsem de gam yemem. Tam da “ben kazandım Near!” derken faka bastı. Bi de gülmesini tutmaya çalışıyodu aptal. Gül bakalım şimdi he gül hadi nooolduu Lightoo?
“Yagami Light, Kira’dır” dedi Near ve Matsudo bammm!
Evet, "Death Note" adlı 2003 yapımı bir animeden bahsediyorum. Gece 3lere kadar bana kendisini izletebilen ilk animedir. An itibariyle bitirmiş bulunurken bişeyler yazayım dedim.
Bu Yagami Light, böyle bir insan.
40 bölüm boyunca sürekli böyle bakışlar atarak benim tırıs tırıs olmama neden oldu. Bir nevi katil diyebiliriz kendisine. Bahsi geçen Death Note’a öldürmek istediği insanların ismini yazarak hepsini gözü kapalı öldürüveriyor. Ve böylece Kira denilmeye başlanan birini yaratıyor.
Bir de Kirayı yakalamak isteyen “L” var. Canım Ryuzagi’m. Zaten animenin geneli ikisi üzerine kurulu. L, Kiraya karşı gibi bir durum var. İkisi de birbirlerini öldürmeye ant içiyorlar.
O da bu. Hep bu şekilde oturuyor. Beyni böyle daha iyi çalışıyormuş ehi. Tam bir zeka küpü. Yagami Light’la kanka oluyor ve onun Kira olduğunu anlayıp ispat etmeye çalışıyor. Bir süre sonra herkesi kendine hayran bırakacak şekilde ölüyor.
Yerine Near adlı küçük bir çocuk geçiyor. Zaten L’in yerine geçmek için yetiştirilen bir çocuk yurdu var. Orada bu iş için en yatkın çocuk olan Near seçiliyor. O da oyuncak treniyle, oyuncak bebekleriyle oynaya oynaya Kirayı aramaya başlıyor.
Ve başarıyor da. Çok çok pis bir tuzak hazırlayıp Lighto’nun bas bas bağırıp kaçmaya çalışmasını sağlıyor. Ve herkesin önünde kuruyor o her şeyi bitiren cümleyi. “Yagami Light, Kira’dır.”
Her zaman pısırık bir karakter olarak kalmış olan Matsudo da dayanamayıp bam bam kurşunları dizmeye başlıyor Yagami’ye. Ryuk bu sefer Light'ın ismini ölüm defterine yazıyor ve Light 6 yıldır herkesi öldürdüğü şekilde, kalp kriziyle, gidiyor.
Bir rahatladım ki sormayın. Meğerse bu böğrümdeki ağırlık tamamiyle Lightonun kendisiymiş. Öldü rahatladım yeminlen. Ne çileymiş yahu.
Çok tatlısın Ryuzagi. Arada bana da gel. Valla bak. Çekinme.
20090918
magic women
20090912
ad
arkasından Charles Aznavour'dan La Boheme şarkısı gelsin isterim. bi arkadaşım pek severdi bunu.
Que les moins de vingt ans
Ne peuvent pas connatre
Montmartre en ce temps
Accrochait ses lilas
Jusque sous nos fentres
Et si l'humble garni
Qui nous servait de nid
Ne payait pas de mine
C'est qu'on s'est connu
Moi qui criait famine
Et toi qui posais nue
La bohme, la bohme
a voulait dire on est heureux
La bohme, la bohme
Nous ne mangions qu'un jour sur deux
Dans les cafs voisins
Nous tions quelques-uns
Qui attendions la gloire
Et bien que misreux
Avec le ventre creux
Nous ne cessions d'y croire
Et quand quelque bistrot
Contre un bon repas chaud
Nous prenait une toile
Nous rcitions des vers
Groups autour du pole
En oubliant l'hiver
La bohme, la bohme
a voulait dire tu es jolie
La bohme, la bohme
Et nous avions tous du gnie
garip akımı~garipçiler
20090911
20090910
imdat
bak hala devam ediyo msn tacizliği. şeytan diyo engelle sil gitsin. ama maşallah sayısız hesabı olduğu için hangi birini engellesem bilemiyorum. biri gitse diğerinden görcek. o zaman da vay naptın sen muhabbetleri. zor yahu yaşamak. al işte yeni şarkı da yolda. dertliyim arkadaş.
ama severim yine de keratayı o ayrı.
20090909
pis kadın
6) her şeyini kendinizin hazırlayacağı, tasarlayacağı bir dergi (özgün)
maddesi takıldı gözüme. ohh dedim pek güzel alayım ben bunu. yaparım bişiler. bizim sınıfta da özgün diye biri vardı o zamanlar. yanındaki (özgün) ibaresi kafamı karıştırdı, dedim acaba özgün mü aldı bunu, ben alamicam mı tüh geç kaldım diye hocaya gidip sordum bi telaş. pek muhterem hocam bana sadece "la ne gerizekalıymışsın sen ahaha özgün diyo ya iyice mal olmuş bu yeni nesil veletler" bakışını atıp arkasını dönüp gitti. bende neye uğradığımı şaşırdım tabi, elimde kağıt arkasından bakakaldım. meğerse ödevin özgün olmasından bahsediyomuş.
pek bilgili ya maşallah herkesi özellikle kendisinden 15 yaş küçükleri bile kendi gibi bellemiş. psikolojimi bozdu lan şikayetçiyim. valla bak. kapatın.
aha şimdi aklıma geldi. bak ya düşünsem daha neler çıkcak. bi de aynı yıl bi sınavda bi soru sorma gafletinde bulunmuştum kendisine. yine bana aynı hin bakışını atıp, tüm sınıfın ortasında bi daha sormamı istemişti. şimdi hatırlamıyorum soruyu. tamam belki çok aptalcaydı, dünyanın en gereksiz sorusuydu; ama sen eğer küçük çocukların öğretmeni olduysan nasıl davranacağını bilmelisin. dimi. haksızsam söyleyin valla bozulurum. ne o ya öyle yüksek sesle sor da herkes duysun. ahaha bi de ısrar etmişti yaa söyle söyle diye.
kimsenin adını aklımda tutamayan ben kendisini 7 yıldır görmememe rağmen adı soyadı hiç çıkmadı aklımdan. feysbukta buldum demin. ehi. aynı ince dudaklar, aynı sivri burun ve aynı garip kıyafetler... eee intikam bu tabi, soğuk olmazsa olmaz. kih kih.
pis planlarım var.
şaka lan şaka.
bak
ikimiz birden sevinebiliriz göğe bakalım
şu kaçamak ışıklardan şu şeker kamışlarından
bebe dişlerinden güneşlerden yaban otlarından
durmadan harcadığım şu gözlerimi al kurtar
şu aranıp duran korkak ellerimi tut
bu evleri atla bu evleri de bunları da
göğe bakalım
falanca durağa şimdi geliriz göğe bakalım
inecek var deriz otobüs durur ineriz
bu karanlık böyle iyi afferin tanrıya
herkes uyusun iyi oluyor hoşlanıyorum
hırsızlar polisler açlar toklar uyusun
herkes uyusun bir seni uyutmam bir de ben uyumam
herkes yokken biz oluruz biz uyumayalım
nasıl olsa sarhoşuz nasıl olsa öpüşürüz sokaklarda
beni bırak göğe bakalım
senin bu ellerinde ne var bilmiyorum göğe bakalım
tuttukça güçleniyorum kalabalık oluyorum
bu senin eski zaman gözlerin yalnız gibi ağaçlar gibi
sularım ısınsın diye bakıyorum ısınıyor
seni aldım bu sunturlu yere getirdim
sayısız penceren vardı bir bir kapattım
bana dönesin diye bir bir kapattım
şimdi otobüs gelir biner gideriz
dönmeyeceğimiz bir yer beğen başka türlüsü güç
bir ellerin, bir ellerim yeter belleyelim yetsin
seni aldım bana ayırdım durma kendini hatırlat
durma kendini hatırlat
durma göğe bakalım
arada canım sıkılınca kafamı kaldırıp bakıyorum göğe. insan rahatlıyor. bir de bir sırıtma yerleşiyor ki yüzüme, demeyin keyfime. siz de yapın. bakın.
geldim mi ne?
o değil de, yeni bi hayata başlicam bu sene. içmimarlık (birleşik yazılmalı ivit.) hayatımın ilk adımına 1 ay kala açayım dedim bunu. açayım ki önümdeki 4 yıl boyunca hiçbir şeyi unutmayım, hiçbir duygumu pas geçmeyim. eğer bigün len 2 yıl önce nolduydu ki zıttırı vıttırı yerde diye düşünürsem zınkk diye açılıp dilegelsin yazdıklarım bana. evet sanırım bu daha mantıklı bi neden neden açtığım konusunda.
ulan yazdıkça yazasım geliyo nasıl bir iş bu ehe :)
tek korkum da sıkılmak, hemen her şeyden sıkıldığım gibi. umarım uzun soluklu bir dönem olur bu blog dönemim :))